Cumartesi, Aralık 14, 2013

ÇÜRÜMENİN KİTABI

"...Böylelikle, her geceden sonra, kendimizi yeni bir günün karşısında bulduğumuzda, o günü doldurma gerekliliğinin gerçekleştirilemez oluşu içimizi ürküntüyle doldurur; ve ışık içinde nerede olduğumuzu şaşırmış bir halde, sanki dünya az önce sarsılmış ve kendi Yıldız'ını icat etmiş gibi, bir teki bile bizi zamanın dışına çıkarmaya yetecek gözyaşlarından kaçarız." E. M. Cioran

Bir hafta önce pazar günü aldığım bu kitabın bugün an itibariyle on yedi sayfasını okumuş bulunmaktayım.
Bu kitabı ilk gördüğümde beni ne çekti bilemiyorum, adı mı, kapağı mı, arkasında yazanlar mı? On yedi sayfadan ne anladın diye sor, bilmiyorum. Onu da bilmiyorum. Sadece bazı yerleri içimde benim bile "iletişim kurmakta zorlandığıma" dokunuyor. O nedenle aklımda kalanlar da bunlar oluyor. Yukarıda size yazmış olduğum da bunlardan biri.

Her sabah yataktan bin bir güçlükle kalktığımda masamın başında duruyorum ve üstündeki takvime göz atıyorum. Geçen günlerin üzerini pembe bir fosforlu kalemle çizdiğim takvim...Bunun bir muadili de başka bir masamda var. Onun da üstünü kırmızı kurşun kalemle çiziyorum. Neyi saydığımı, neyi beklediğimi bilmiyorum. Bazen yaptığım bu şey, gerçekten dünyanın en vahşice şeyiymiş gibi geliyor. Yani benim ömrüm bir kum saati ise, her bir kumu kendi elimle alttaki fanusa koyuyormuş gibi hissediyorum. Neyse uyandığımda bu takvime bakıyorum ve işte o zaman tıpkı Sn.Cioran'ın da bahsettiği gibi, içimi bir ürküntü dolduruyor. O günü doldurma gerekliliği ve bunun gerçekleştirilemez oluşu...

Günlerimizi ne tam anlamıyla doldurur? Aşk mı, para mı, seyahat etmek mi, iş mi, arkadaşlar mı, aile mi? Onu da bilemiyorum. Çünkü hepimizin bu soruya vereceği cevap farklıdır ya da hiç birimizin bu soruya vereceği bir cevap yoktur.

Yine aynı kitapta der ki;

"Halbuki gözlerin işlevi görmek değil ağlamaktır; gerçekten görmek için de gözlerimizi kapatmamız gerekir.
Ağlamak biz de zayıflık hatta bazen samimiyetsizlik olarak algılanır. Dünyanın en yanlış algısı. Mevlana der ki "Yürek yanmadıkça göz yaşarmaz." Dünyada söylenmiş en doğru sözlerden biri. Ne yazık ki bazen insan ağladığında bile bir şeyleri kanıtlamak zorunda kalıyor. Artık size kimse inanmıyor. Herkes herkesin çürüdüğünü düşünüyor. Gözyaşları karşınızdakinin çürük kokusunu engelleyemiyor.

Dün gece aralıksız rüya gördüm. O kadar içim sıkılıyordu ki uyumak bile istemedim. Yine saçma sapan şeyler görürüm diye. Ama tam tersi, insanların can sıkıntısı genellikle uykularını kaçırırken benimki tam tersi daha çok uykumu getiriyor. Yine uyuyup bir sürü saçma sapan şeyi görmeye devam ettim tabii.

Gerçekten görmek için gözlerimizi kapatmamız gerekir.

Gözlerinizin açık olduğu zamanlarda da şu kitabı bir okuyun derim.  

Tembeller ve merak edenler için kitaptan alıntılar:



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder